Dine uymak
Sual: Allahın emrini yapmayıp, yasaklarından da sakınmayan küfre girer mi? İbadet nedir? Bir kimse bildiği hâlde ibâdet etmezse, Cennete gider mi?
Üç suâliniz var:
1- Tekliflere yani emirlerin yapılması gerektiğine ve yasaklardan sakınmak lazım geldiğine inanmak, imanın şartıdır. Tekliflerin çoğuna inanıp da, yalnız birine inanmıyan, buna uymak istemiyen, Muhammed aleyhisselama inanmamış olur. Kâfir olur.
Müslüman olmak için, tekliflerin hepsine inanmak gerekir. Bir müslüman, tekliflere inandığı hâlde, bunlara uymazsa, mesela, tembellik ederek, namaz kılmazsa; kötü arkadaşa ve nefsine uyarak, içki içerse, kadın, tesettüre riayet etmezse, imanı gitmez, kâfir olmaz. Günah işlemiş, asi müslümandır.
Tekliflerin sadece birine uymak istemezse, yani beğenmez, vazife olduğuna önem vermez ise, hafif görürse, imanı gider, kâfir olur. (Namaz kılmıyorsam, açık geziyorsam ne çıkar? Sen kalbe bak. Kalbim temizdir) demek, veya (önce ekmek parası kazanmak, herkese iyilik etmek. Sonra namaz) gibi sözler, tekliflerin bir kısmını beğenip bir kısmını beğenmemektir. Her müslümanın bu inceliğe dikkat etmesi, tekliflere uymıyanların, imanlarının gitmemesi için uyanık olmaları gerekir. Teklife uymamak başka, uymak istememek başkadır. Bu ikisini karıştırmamalıdır!
2- İbadet demek, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama tabi olmak demektir. Yani bütün sözlerini ve hareketlerini Onun emirlerine ve nehylerine uydurmak demektir. Şunu iyi bilmelidir, ki, ibâdet şeklinde yaptığı işler, eğer Onun emri ile olmadı ise, ibâdet olmaz, hatta günah olur. Eğer namaz ve oruç ise de böyledir. Ramazan Bayramının birinci günü ve Kurban Bayramının her dört günü oruç tutmak günahtır. Hâlbuki, oruç bir ibâdettir. Fakat, emir ile olmadığından günah oldu. Bunun gibi, başkasından zor ile alınan elbise ile veya böyle bir yerde namaz kılmak da günahtır. Hâlbuki namaz bir ibâdettir. Fakat, emir ile olmayınca isyan oluyor. Bunlar gibi, bir kimsenin, nikahlı ailesi ile her türlü oyun ve latife yapması ibâdettir, yani sevabdır. Hâlbuki yapılan şey oyun ve eğlencedir. Fakat emir ile olduğundan sevabdır.
Görülüyor ki, ibâdet demek, yalnız namaz kılmak, oruç tutmak değildir. İbadet demek, İslâmiyetin emirlerine uymak demektir. Çünkü, namaz ve oruç, islâmiyete uygun olunca, ibâdet olur.
3- İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki: İyi bil ki, amelsiz ilim, insanı kurtaramaz. Bir kimse, dağda bir arslana rastlasa, yanında tüfeği ve kılıcı bulunsa ve bunları kullanmasını iyi bilse ve ne kadar cesur olsa da, bu aletleri kullanmadıkça, arslandan kurtulabilir mi? İşte bunun gibi, bir kimse ne kadar ilim sahibi, olursa olsun, bildiğine göre hareket etmezse, ilminin faydası olmaz.
Mütehassıs bir doktor hastalansa, hastalığı da kendi branşında olsa, bunun en etkili ilacını da bilse ve bu ilaç hakikaten o hastalığa çok iyi gelse, ilacı kullanmadıkça, yalnız bilgisi onu iyi edemez. Bir insan da, ne kadar ilim edinse, ne kadar kitab okusa, bildiklerini yapmadıkça faydası olmaz. (Eyyühelveled)