Cenâze götürülürken, yüksek sesle tekbîr, tehlîl, ilâhîler okumanın bid’at ve günâh olduğu Halebî, Merâkıl-felâh, Tahtâvî hâşiyesinde, Ni’met-i islâm ve Şir’a şerhinde yazılıdır.
Cenâzeyi kabir başına koyunca, iş yapmıyanlar oturmalı veya çömelmeli, gayrı müslimler gibi ayakta durmamalıdır.
Meyyit defnedilirken, Kadr, Kâfirûn, Nasr, İhlâs, Felâk, Nas ve Fâtiha sûrelerini okumak, meyyit için duâ ve istigfâr etmek müstehabdır. Bekara sûresinin başını ve sonunu okumak da müstehabdır.
Kur’ân-ı kerîm sessiz olarak okunur. Yüksek sesle okumak mekrûhtur.
Kabir yanında nutuk söylemek kâfirlerin âdetidir. Kâfirler gibi nutuk söylemek, meyyiti kendinde bulunmıyan şeylerle övmek câiz değildir. Kendinde bulunan sıfatlar ile de övmekte fayda ve lüzûm yoktur.
Meyyit için yüksek sesle ağlamak, mâtem tutmak, siyah elbise giymek, siyâh perde ve rozet, işâret asmak, mâtem işâretleri, resmini taşımak câiz değildir. (Hazânet-ür-rivâyât)
Meyyit için, çeşitli kimselerin sessiz olarak çeşitli cüz’ler okuyup, Kur’ân-ı kerîmi hatm etmeleri ve herbirinin okuduğunun sevâbını ölünün rûhuna göndermeleri veya birinin hepsi yerine hediye etmesi, ya’nî hatm duâsını yapması, okuyanların da (Âmîn) demeleri câiz ve çok faydalı olur.