4. Nûr

 

Kur'ân, Tevrat'a ve İncil'e Nûr dediği[1] gibi, kendini de, Nûr diye nitelendirir.[2]

Râğıb el lsfahanî, nuru, görmeye yardımcı olan ya­yılan ışık olarak tarif ettikten sonra, dünyadaki nuru, iki kısma ayırır. Bunlardan biri, gözle görülen ve gözün gör­mesini sağlayan nurdur. Öbürü ise, basiret gözüyle (gönül gözüyle) akledilen, fark edilen nurdur. Bunlar da, aklın ve Kur'ân'ın  nurudur. Rağıb el-Isfahanî, aklı da, Allah'ın, insana verdiği, onun yolunu aydınlatan bir nur olarak gör­mektedir[3]. Şu halde Kur'ân'ın nuru, kafamızda taşıdığı­mız gözlerimizle görebileceğimiz bir nur, bir aydınlık de­ğildir. O, manevî, tevhidi ve ahlakî anlamda insanların körlüğünü gideren bir nurdur.O, insanların imansızlık, ahlaksızlık, tanrısızlık gibi manevî dünyalarıyla doğrudan alakalı ve onların varlık şartları olan alanlardaki karan­lıkları aydınlatmaktadır.

Kur'ân'a nur benzetmesini biraz daha müşahhaslaştırarak anlarsak, Kur'ân'sız, yani tevhidsiz bir hayat, ka­palı bir havada geceleyin zifiri karanlıkta, ormanda veya çölde, yolunu bulmaya çalışan bir insanın durumuna ben­zer. Kur'ân'ın aydınlığı ile birlikte olmak ise, bir bakıma güneşin aydınlığında, nereye gideceğini, ne yapacağını bi­len bir insanın durumuna benzer.

Bazı ayetlerde, Kur'ân'ın, insanları, karanlıklardan aydınlığa çıkardığından bahsedilir[4]. Kur'ân'da el-Kitâbu'l-Munîr[5] diye bir tabir vardır ki o da, yine Kur'ân'ın, aydınlatan, ışık saçan özelliğinden söz etmektedir. Kur'ân bütün bir varlığa ışık tutar. İnsan, kâinat kitabını ve ken­dini okurken, Kur'ân, onun idrak melekelerinin önünü aydınlatır. İnsan, varlıkta nerede olduğunu, o ışıkla, daha rahat görür. O, varlığın ötesini, görünenle görünmeyenin, yani şehâdetle gaybın arasındaki perdeyi, Kur'ân'ın ışık huzmeleriyle aralar ve âlemdeki tevhidi yapıyı fark eder. Kur'ân, bu manada hakikati görmeye çalışan insanın, ba­siret gözünü keskinleştirir. Varlıktaki birliği, bütünlüğü fark eden insan, tarihe topluma, insanlığa, olaylara, tabi­ata ve kendine daha farklı ve daha anlamlı bir açıdan bak­maya başlar.[6]

 

 



[1] Maide 44,46; En'am 91

[2] Maide 15, A'raf 157, Şura 52,Teğabun 8

[3] Rağıb, el-Müfredat, s.508

[4] İbrahim 1, Hadid 9, Talak 11

[5] Ali İmran 184, Fatır 25

[6] Doç. Dr. Halis Albayrak Tefsir Usulu, Kur’an Araştırmaları, Şule Yayınları: 63-63.