Müslüman vefakar olur

Sual: Vefa ne demektir, neyi gerektirir?

CEVAP

Vefa demek, gerek hayatta iken ve gerekse öldükten sonra sevgi ve alakayı devam ettirmek demektir. Ölen bir kimseye az bir vefa göstermek, hayatta yapılan çok iyiliklerden daha makbuldür. Çünkü insan, hayattaki arkadaşına bir iyilik edince, belki bir karşılık bekliyebilir. Öldükten sonra yapılacak iyiliğe riya karışması zor olur. Ölüler için duâ ve istigfar edilir. Yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır. Hayattaki akrabalarına, dostlarına iyilik edilir. Peygamber efendimiz, ihtiyar bir kadına ikramda bulundu. Sebebini soranlara buyurdu ki: (Bu kadın, Hadice hayatta iken bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir.) [Hakim]

Arkadaşın dost ve akrabalarını arayıp sormak vefakarlığın şartlarındandır. Onların haklarına riayet, arkadaşa ikram etmekten daha kıymetlidir.

Vefasızlık şeytanı çok sevindirir. Mesela arkadaşların arasındaki muhabbetin azalması, kırgınlığın zuhur etmesi şeytanı çok sevindirir. Şeytanı sevindirmemek, hile ve oyununa gelmemek için vefakarlığa devam etmeli, arkadaşın kusurlarını fazilet, hakaretlerini de iltifat olarak kabul etmelidir. İki arkadaştan biri, diğerine sert baktığı zaman, şeytan zil takıp oynar. Allahü teâlâ da buyuruyor ki: (Kullarıma söyle, güzel konuşsunlar! Çünkü şeytan, aralarını bozar.) [İsra 53]

Onun için kırıcı konuşmaktan, üzücü konuşmaktan ve sert bakmaktan uzak durmalıdır! Allah dostlarının duruşu bile sevgi telkin eder. Böyle bir kimse, makam sahibi de olsa, eski arkadaşlarını arar. (Kerem sahibi, darlık zamanlarında kendileriyle düşüp kalkanları, genişlik zamanlarında da ararlar.) denmiştir.

"Kara Gün Dostu"

Sıkıntılı anında arkadaşın yardımına koşmalı, "Kara gün dostu" olmaya çalışmalıdır. Şeytan, nefs ve kötü arkadaş, ara bozmaya çalıştığı için arkadaşlığı devam ettirmek zor olur. Bunun için "Arkadaşlık ince ve latif bir cevherdir. Korunmasını bilmezsen kazaya uğrar." demişlerdir. Bu cevheri korumak arkadaşta kusur aramamak ve hiçbir hatasını görmemektir. Çünkü kusursuz insan olmaz. Kusursuz insanla herkes geçinir. Asıl yiğitlik, kusurlu arkadaşla iyi geçinmektir. Daima onu kendine tercih etmelidir!

Vefakar olmanın şartlarından biri de, dostun sevmediklerini, düşmanlarını sevmemektir. Dostun düşmanı ile birlikte gezip dolaşmak, düşmanlıkta ortak olmak demektir.

online casino

Eski zatlardan birinin oğluna vasıyeti şöyle:

(Oğlum, herkesle arkadaşlık edilmez. İhtiyaç içinde olduğun zaman senden uzaklaşan, genişlik zamanında malına göz diken ve yükseldiği vakit sana üstünlük taslıyan kimse ile arkadaş olma!)

O hâlde, ihtiyacı olan arkadaşa yardım etmeli, ondan bir menfaat beklememeli ve ona karşı hiçbir üstünlük göstermemelidir! Her şeye itiraz eden, hayır öyle değil, diyen, arkadaşlarını düşman etmekle kalmaz, bütün insanların nefretini kazanır.

Arkadaşın yanında "Şu benim, şu senin" dememelidir! İbrahim bin Şeyban hazretleri, "Bu benim kalemim diyenle arkadaşlık etmezdik." buyururdu. "Bunu senin için yaptım" demekte onu minnet altında bırakmak olur, soğukluğa sebeb olur. Bir arkadaş, "Kalk gidelim! deyince hemen kalkıp gitmeli, "Nereye?" diye  sormamalıdır! İyi arkadaş kötü yere götürmez. Âlimin biri, Çağırdımız zaman nereye diye soranla arkadaşlık etmezdik" buyururdu. Arkadaşın kusurlarını görmemek, mürüvvetten, vefadandır.

Vefakar olmak, yani sırf Allah rızası için sevmenin mükâfatı büyüktür. Hadis-i şerifte  buyuruldu ki:

(Kıyamette hiç bir himayenin bulunmadığı zaman, Allahın himayesinde bulunacak yedi kişiden biri, birbirini [sırf Allah rızası için] sevenlerdir.) [Buharî]

geri    islamahlakı    ileri