Cimrilik Menkıbeleri

Bir kimse, cimrilere ait menkıbeleri okuyunca, cimriliğe karşı nefreti artar. Cömertlerin menkıbesini okuyunca cömertliğe heves eder. Bu bakımdan birkaç menkıbe yayınlıyoruz.

Sen kardeşin gibi olamazsın

Hatem-i Tai, sadaka-i cariye olarak, yolcular için bir misafir odası yaptırdı. Misafirlerin kolay görülmesi için de kırk tane pencere yaptırdı. Hatem öldüğü zaman kardeşi "Ben kardeşimin yaptığının aynısını yaparım, onun gibi cömert olurum." dedi. Bir gün bir yolcuya, pencerenin birinden bir lira verdi. Yolcu diğer bir pencereden de bir şeyler istedi. O da yine verdi. Yolcu, üçüncü pencereden sonra, dördüncü pencereye gelince, Hatemin kardeşi, kızıp köpürdü. Yolcu "Senin kardeşin hergün bu pencerelerin hepsinden bana ihsanda bulunurdu. Hâlbuki sen bir günde dördüncü defada kızmaya başladın. Sen kardeşin gibi olamazsın" dedi.

Çatal Sesi

Bir cimri, bir arkadaşını davet eder. Öğle olur, ikindi olur, hâlâ yemek gelmez. Adam, açlıktan bayılacak hâle gelir. Cimri, elinde çalgı ile gelip;  Söyle, hangi sesten hoşlanırsan onu çalayım, der. Misafir de, çatal kaşık sesinden hoşlanırım, der.

 

İplik Tüccarı

Cimrinin hizmetçisine derler ki:

- Sen iplik tüccarının gözdesi iken, niçin üstün başın sökük?

- Vallahi bizim efendinin, Bağdattan Basraya kadar evi olsa, içi iplikle dolu olsa, Yakup aleyhisselam, Yusufun gömleğinin yırtığını dikmek için iplik istese, bir karış iplik alamaz.

Kuşun Öğüdü

Tamahkarın yakaladığı küçük kuş der ki:

- Beni ne yapacaksın?

- Kesip yiyeceğim.

- Benim bir lokmacık etim, ne karın doyurur, ne de bir derde deva olur. Beni bırakırsan sana üç mühim nasihatte bulunurum.

- Nasihatleri söylersen seni bırakırım.

- Birini elinde iken, ikincisini şu ağaca konuna, üçüncüsünü de karşı tepeye varınca söylerim.

- Peki birincisini söyle!

- Elinde çıkan şeyin hasretini çekme!

- İkincisi ne?

Kuş, ağaca konunca der ki:

- Olmıyacak şeye inanma!

- Üçüncüsü nasihati söyle! Kuş karşı tepeye varınca der ki:

online casino

- Sen ne ahmaksın, benim kursağımda ellişer gramlık iki tane inci vardı. Beni kesseydin, bu incilere malik olacaktın.

İnci sözünü duyar duymaz, tamahkar, hemen oraya yıkılıp kalır. Eyvah diyerek dövünmeye başlar. Sonra der ki:

- haydi üçüncüsünü söyle!

- Sen iki nasihati hemen unuttun. Üçüncüsünü söylesem ne faydası olacak?

- Söyle belki bunu unutmam.

- (Elden çıkan şeye üzülme) dedim, beni bıraktığına üzüldün, (Olmıyacak şeye inanma) dedim. Etimle, kemiğimle, 100 gram gelmezken, kursağımda elli gramlık iki tane inci olduğuna inandın.

- Üçüncü nasihati söylemiyecek misin?

- Ahmağa nasihat kâr etmez. Tamah insanı kör ve sağır eder. Hakikati görmeye mani olur.

Cimrilik Ateşi

Resul-i Ekrem, Kâbeyi tavaf eden birinin gözyaşları içinde "Ey Beytin sahibi, bu beytin hürmetine beni affet" diye duâ ettiğini görüp buyurdu ki:

- Suçun nedir de bu kadar yalvarıyorsun?

- Çok büyüktür, imkansız anlatamam.

- Yazık sana! Karalardan da mı büyük ve ağırdır?

- Evet.

- Eyvah! Denizlerden de mi büyüktür?

- Evet.

- Göklerden de mi büyüktür?

- Evet.

- Arştan da mı büyüktür?

- Evet.

- Allahın rahmetinden de mi büyüktür?

- Hayır.

- O hâlde neymiş bu?

- Ben çok zenginim. Benden bir şey isteyen olunca içimi bir ateş kaplar, bir kuruş vermek istemem.

Resulullah efendimiz;

- Aman ateşine beni de yakma, buyurdu. (İ. Gazalî)

 

Cimri ve Kelle

Cimrinin canı çok çekmeden et yemezdi. İsteği artınca da hizmetçisine bir kelle aldırırdı.

- Niçin yaz kış, et yerine pişmiş kelle alıyorsun?

- Kellerinin fiyatını bildiğim için hizmetçi aldatmaz, et olsa, pişirirken yiyebilir. Ben anlıyamam. Fakat kellenin bir gözü, bir kulağı eksik olsa anlarım. Sonra kellenin pişirme masrafı da yoktur. İşte bunun için kelleyi tercih ederim.

 

İsrafı Sevmezmiş

Cimri, kasaptan et alıp evine götürürken, bir arkadaşı, davet eder. Cimri daveti duyunca, hemen eti iade eder "İsrafı hiç sevmem" der.

 

Sözünde Duran Cimri

Cimri, hükümdara giderken, hanımı, "Hediye alırsan, bize ne vereceksin?" der. O da "Yüz altın verirse, birini" der. Hükümdar, ona yetmiş altın verir. Cimri, yetmiş altının yüzde biri 0.7 altın ettiği için, altın yerine, 0.7 altının değeri olan gümüşü verip sözünde durur.

geri    islamahlakı    ileri