9. Rahmet

 

Kur'ân, Tevrat’ı[1] da kendini de, Rahmet olarak va­sıflandırır[2]. Kur'ân, diğer peygamberlere gönderilen vahiyleri de Rahmet olarak nitelendirmektedir. Kur'ân, ayrı­ca Hz.Muhammed'in de âlemlere rahmet olarak gönderildiğinden söz etmektedir[3] ki bu da, onun, sadece şahsı ile alakalı bir nitelendirme olmayıp ona gönderilen mesaja da, güçlü atıflarda bulunmaktadır.

Rahmet, yakınlık, ince muamele, nâzik davranış de­mektir[4]. Allah'ın rahmeti, O'nun nimetlendrmesidir.

Allah, insanları, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilecek ve ahlaklı olmayı becerebilecek bir nite­likte yaratmıştır. Ona Rûh'undan üflediği için o, Yaratan’ını da hissedebilecek, var olduğunu kavrayabilecek özelliktedir. Ne var ki insan, gerek yapısında taşıdığı zaaf­lardan gerekse içinde yaşadığı muhitin olumsuz şartların­dan müteessir olabilmekte ve fıtratına uygun davranabil­meyi zaman içinde yer yer unutmaktadır. Kur'ân'ın anlat­tığına göre, tarih bunun örnekleriyle doludur. İşte bu se­bepledir ki Allah, akıl, rûh ve vicdan vererek varlığın ar­dındaki sırrı fark edebilme gücünü verdiği insanı, yaptık­larından sorumlu tutmaya hak sahibi iken[5] ona acımak­ta ve sözlü olarak, ona unuttuğu ve terkettiği gerçekleri, kendi gerçeklerini hatırlatmaktadır ki bu bir lütuftur, ih­sandır ve rahmettir. Allah, yarattığı insanı sadece kendi anlayış ve kavrayış kapasitesiyle başbaşa bırakmayıp; ona acıyarak, ona ince muamelede bulunarak onun önünü ay­dınlatmıştır.[6]

 

 



[1] En'am 154, A'raf 154, Hud 17

[2] En'am 157, A'raf 52,203, Yunus 57, Yusuf 111

[3] Enbiya 107

[4] Rağıb, el-Mufredat, s.191

[5] Ahzab 72

[6] Doç. Dr. Halis Albayrak Tefsir Usulu, Kur’an Araştırmaları, Şule Yayınları: 67-68.