Kur'ân'ın Beyân ismi,
onun Huda ismiyle yakından alakalıdır. Allah, Beyân nitelendirmesiyle,
açıklanması gereken konuları, Kelâmında açıkladığına işaret etmektedir[1].
Kur'ân Yüce Makam'dan bir açıklamadır, bir bildiridir.
Nahl Sûresinin 89.
ayetinde Kur'ân'ın her şeye açıklama
getirdiği bildirilmektedir. Kur'ân, özellikle insanın dinî ve ahlakî
konulardaki temel ihtiyaçlarına cevap teşkil edecek bir açıklamadır. Kur'ân,
insanın dünya ve âhirette mesûd olabilmesi için gerekli olan temel bilgileri
vermiştir. Kur'ân'ın, her şeyi bütün detaylarıyla açıklayan bir kitap
olduğunu düşünmemiz doğru olmaz. Eğer Kur'ân her şeyi bütün detaylarıyla
açıklamış olsaydı, o zaman insanlığın inkişafının, gelecekle ilgili daha ideal
hedeflere doğru ilerlemesinin önü kapanmış olurdu. Bu takdirde Allah'ın
insana verdiği çok çeşitli kabiliyetler ve güçler, varlık içinde kullanılma
imkanından mahrum olurdu. Bu ise Allah yanında varlığın en şereflisi olan
insanın kıymetini düşürür. Oysa Kur'ân, insanın kendini daha yükseklere doğru
yükseltmesini istemektedir. Şu halde Kur'ân'ın Beyân vasfını değerlendirirken,
onun, insan için sadece çok ehemmiyetli ve hayatî konularda açıklamalarda
bulunduğunu kabul etmek durumundayız. Kur'ân'ın, indirildiği toplumdaki bazı
hususi konularla ve detaylarla da ilgilendiği görülse de, yine de onun
beyânının, günümüz insanı için de yön verici ve aydınlatıcı bir mahiyette
olduğunu kabul etmeliyiz.[2]