1. Kitâb

 

Kur'ân'da el-Kitâb kelimesi umumî anlamda bütün peygamberlere gelen vahy veya vahiylerin toplamı anlamında kullanılır[1]. Ehlul-Kitab tabirini de, bu çerçevede değerlendirirsek, onun, vahye muhatap olmuş insanlar­dan, toplumlardan söz ettiğini anlarız. Kur'ân, önceki va­hiy mahsulü verilere de kitâb adını verirken, kendisini de, kitâb olarak adlandırır[2]. O, açık ve hikmetli bir kitaptır[3]. O’nun, ilahî kaynaklı oluşunda, hiçbir şüphe yoktur. Hiç bir yabancı unsur, ona yaklaşamaz[4].

Kur'ân, henüz indirilmekte iken, kendisine, kitâb demiştir. Bu adlandırma, o dönem için düşünürsek, vahyin devam edeceğini ve ayetlerin, sonunda bir kitap haline ge­leceğini gösteriyordu. Ayrıca bu, Kur'ân ayetlerinin yazıl­ması gerektiğine de, işaret ediyordu. Nitekim Kur'ân, so­nunda iki kapak arasında bir kitap haline gelmiştir. Zaten Kur'ân, Levh-i Mahfuz[5], Ummu'l-Kitâb[6] veya Kitâbun Meknûn diye[7] tabir edilen bir kitapta kayıtlıdır. Kâinatla ilgili çok ehemmiyetli ve temel şeylerin kaydedildiği bu ki­taba, meleklerden başka hiç kimse dokunamaz[8]. Melek­ler, onda herhangi bir değişiklik yapamazlar. Onda, ancak dilerse Allah, bazı şeyleri silip, bazı şeyleri, aynıyla sakla­yabilir[9]. Şu halde Kur'ân'ın, tarihe girmeden önceki hali de kitaptır.

Kitaplar, bildiğimiz gibi okunmak için vardır. Onlar anlaşılmalıdır. Onlar öğrenilip öğretilen şeylerdir[10]. Onlar, çoğaltılarak başka insanlara ulaştırılmalıdır, açıklanmalı­dır[11]. Kitaplar, muhataplarına birşeyler anlatırlar ve anlatılanların, muhatapların zihin ve belki duygu dünyalarında yer bulmasını isterler. Kitapların mevzuları vardır. Mevzuların ehemmiyet derecesi vardır. Kitapların bir bü­tünlüğü vardır. Onların ana fikirleri ve hedefleri vardır. İşte Kur'ân da bir kitap olarak en azından bütün bu saydı­ğımız ve sayamadığımız kitap vasıflarına sahiptir. İlave olarak o, Allah'ın Kelamıdır.

Kur'ân, ayrıca insanı ve kâinatı da, bir bakıma kitap olarak görür. Kâinat ve insan kitabıyla birlikte okunması gereken bir kitaptır Kur'ân. Ne kâinat ve insan, Kur'ân'sız layıkıyla anlaşılabilir, ne de Kur'ân, tabiat ve insanla ilgi­li bilgiler olmadan anlaşılabilir[12].

 

 



[1] İzutsu, T., a.g.e., s.21-22; Adam.Baki, Kuran'ın Anlaşılmasında Tevratın Rolü, İslami Araştırmalar Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1-2-3-4, 1996, ss.167-176

[2] Yusuf 1, Şuara 2, Kasas 2, Neml 1

[3] Yunus 1

[4] Fussilet 42

[5] Buruc 22

[6] Zuhruf 4

[7] Vakıa 78

[8] Vakıa 79

[9] Ra'd 39

[10] Ali Imran 79

[11] Ali İmran 187

[12] Öztürk, Yaşar Nuri, Kur'ân'ın Temel Kavramları, İstanbul 1991, ss. 324-325. Doç. Dr. Halis Albayrak Tefsir Usulu, Kur’an Araştırmaları, Şule Yayınları: 58-59.