Hasede sebep olan şeyler

Sual: Haset nedir ve hasede sebep olan şeyler nelerdir?

CEVAP

Hz. İmâm-ı Gazâlî buyurdu ki:

Haset, bir kimsenin elindeki nîmeti ona çok görüp, onun elinden gitmesini istemek demektir ve haramdır. Ancak kötü birinin, eline geçen servet ile fitne uyandırdığı, bu sebeple ara bozup herkese eziyet ettiği zaman, bu nîmetin onun elinden çıkmasını istemek, bu adamın bu varlığına memnun olmamak, günah değildir. Çünkü, sen onun yok olmasını, nîmet olduğu için değil, onu kötülükte kullandığı için istiyorsun. Şâyet adam yaptığı fesadlıktan vazgeçseydi, onun elindeki nîmete üzülecek değildin.

Allahü teâlânın taksîmâtındaki kazâsına rızâ göstermemek, hasedin haram olduğuna delâlet etmektedir. Sana zararı dokunmayan bir müslümanın rahata ulaşmasına hoşlanmamak, hasetten başka şey değildir.

Hasedin dereceleri

1- Haset ettiği kimsenin elindeki nîmetin yok olmasını istemektir. Bu nîmet ister kendi eline geçsin, ister geçmesin, yeter ki onda bulunmasın. Hasedin en kötü olanı budur.

2- Haset ettiği adamın elindeki nîmetin, kendi eline geçmesini istemektir. Meselâ, adamın güzel evi veya güzel arabası var, yahut üstün mevkidedir. Adamın, “Bunlar benim olsa” demesidir. Bunun arzusu o nîmete sâhip olmaktır. Maksadı, o nîmeti kendisinin elde etmesidir. Yoksa birincisinde olduğu gibi, “Ne onda, ne de bende olsun” şeklinde değildir. Başkası bu nîmetten neden istifade ediyor, demiyor, ben neden istifade edemiyorum, diyor. Ondaki nîmet bende olsun demek uygun değildir.

3- Ondaki nîmetin benzerinin kendisinde olmasını istemesidir. Şâyet kendi eline onun gibisi geçmeyecekse, onda da olmasın diye, arzu etmesidir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruldu ki: (Allahın kiminizi kiminizden üstün kılmaya vesîle yaptığı şeyleri ummayın!) [Nisâ 32]

4- Onda olan nîmet gibi bir nîmetin de kendi elinde bulunmasını arzu etmek, fakat onun elindeki nîmetin elinden çıkmasını istememektir. İşte bu, dünyalık husûsunda ise affedilmiştir.

Hasede sebep olan şeyler:

1- Düşmanlık: İnsan, kendisine veya bâzılarına yaptığı kötülük sebebiyle birine düşmanlık eder, kin besler. Kin ise intikam ile yatışır. Düşmanına bir felâket geldiği zaman, bunu kendi kerâmetine hamlederek buna sevinir ve bunu kendi mükâfatı sanır.

2- Çekememek: Varlık sâhibinin üstünlük taslaması onun ağrına gider. Emsâllerinden biri mevkî, ilim veya servet sâhibi olduğu takdirde, kendisine karşı kibirleneceklerinden, kendisinin buna dayanamıyacağı için haset eder. Yâni hasedi, kendi kibrinden dolayı değil, karşısındakinin kibrine dayanamayacağından dolayıdır.

3- Kibir: Kibirlenip, karşısındakini küçük görüp kendine hizmet ettirmesi ve bütün arzularında kendi emrinde olması isteğidir. Birinin başına bir devlet kuşu konsa, buna haset eder. Kâfirlerin çoğunun Resûl-i Ekrem’e karşı hasedi, onun kendilerine karşı ululuk iddiâ etmesi korkusundandır. (Biz ulu kimseler iken bir öksüz nasıl olur da başımıza geçer ve biz ona nasıl boyun eğeriz) dediler.

4- Şaşkınlık: Aynı tahsilli, aynı yaşta ve aynı memleketli olmasına rağmen bâzı arkadaşlarının mal, mülk sâhibi olmalarına hayret edip kıskanır.

5- Gâyesine ulaşamama korkusu: Bu da iki kişinin bir maksatta birbirine üstünlük arzusuna dayanır. Arzusuna tek başına ulaşabilmekte kendisine yardımcı olan her nîmete, öbürü haset eder. Birinin o arzuya erişip diğerinin erişememesi hâlinde birbirine haset ederler. Ana-babanın sevgisini kazanmaktaki evlâdların yarışması, talebelerin hocalarının sevgisini kazanmaktaki yarışmaları, gazetecilerin okuyucu çekmek için yarışması ve birbirine haset etmeleri hepsi bu kısımdandır. Her iki tarafın maksadı aynıdır. Maksatlarına ulaşmakta birbirine haset ederler.

6- Lider olma sevdâsı: Bir kimse, herhangi bir ilim dalında, parmakla gösterilen tek bir insan olmayı arzu eder. Övülmek sevgisi kendisine galebe çaldığı zaman, insanlar tarafından, “İşte bu kimse, kendi sahasında zamanının tek insanıdır, emsâli yoktur” gibi sözlerle övülünce, buna sevinir. “Falan yerde de bu sahada üstün biri var” diye duyduğu zaman canı sıkılır. Bu kişinin, kendisiyle ortak olan bu varlığının, elinden gitmesini ve hattâ ölümünü bile arzu eder. Bu ortaklık mevkide, ilimde, san’atta, güzellikte, servette ve benzerlerinde olabilir. Cihanda emsâlsiz ve tek kalması sebebiyle sevindiği her hususta durum aynıdır. Burada hasedin sebebi tek başına otorite olmak sevdâsından başka bir şey değildir. Yahûdî âlimleri, Resûl-i Ekremin hak peygamber olduğunu bildikleri hâlde, başkanlıklarının elden gideceğinden korktukları için, Peygamberimize haset ederek inkâra kalkıştılar.

7- Kötü huy: Hiçbir sebep olmadan kötü huyu, cimriliği sebebiyle kimsede bir varlık görmek istemez ve onlara haset eder. Ona, bu nîmetlere Allahın mazhar kıldığı bir kimsenin iyiliklerinden bahsedilince, canı sıkılır. Bu kişi, dâimâ başkalarının gerilemelerini seven ve Allahü teâlânın lûtfuna cimrilik gösteren bir insandır.

Kimi de var, başkasının malında cimrilik eder, yâni başkasının malını da başkasına revâ görmez. Aralarında hiçbir alâka bulunmadığı hâlde, Allahü teâlânın kullarına verdiği nîmete cimrilik eder ve onlara haset etmeye başlar. Bunun kötü huyluluktan başka bir sebebi yoktur. Bunun tedâvisi pek zordur.

Hz.Enes anlatır: Resûl-i Ekrem, (Şimdi içeri Cennetlik bir zat girecektir) buyurdu. Az sonra, Ensâr’dan, bir adam çıkageldi. Ertesi gün, Resûl-i Ekrem yine önceki gibi söyledi. Yine aynı adam çıkageldi. Üçüncü gün de aynı şey oldu. Abdullah bin Amr, o adamın evinde birkaç gün misâfir kaldıktan sonra şunları anlattı:

- Üç gece onunla kaldım. Gece kalkıp namaz kılmadı. Bizlerden fazla bir ibâdet yapmadığı hâlde Cennetlik oluşunun sebebini anlayamadım. Adama dedim ki:

online casino

- Resûlullah seni niçin övüyor?

- Hiç kimseye haset etmem.

- Şimdi anlaşıldı. Seni o dereceye ulaştıran budur. (İ.Ahmed)

geri    islamahlakı    ileri