Fıkıh ve Tasavvuf

Sual: Fıkıh yerine tasavvuf kitabı okumak uygun mu ve zikir nedir?

CEVAP

Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İbadetlerin en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir.) [İ.Abdilberr]

(Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir.) [Beyhekî]

(Fıkıh öğrenmeden ibâdet eden, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer.) [Deylemî]

İmam-ı Malik hazretleri buyuruyor ki: (Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmıyan bid'at ehli, yani sapık olur. Her ikisine kavuşan hakikate varır.) [Merec-ül-bahreyn]

İbrahim Edhem hazretlerine, gece gündüz ibâdet eden, vecde gelip kendinden geçen bir gençten bahsettiler. Gencin yanına gidip üç gün misafir kaldı. Çok acaip haller gördü. Gencin bu halinin şeytandan olup olmadığını öğrenmek istedi. Yediğine baktı. Helalden değildi. Bu hallerin şeytandan olduğunu anladı. Genci evine davet etti. Gence helal yemek verdi. Gençteki eski aşk ve gayret kalmadı. Genç, (Bana ne yaptın?) deyince, İbrahim Edhem hazretleri, gence, (Sendeki haller şeytandandı. Helal yiyince şeytan giremedi. Esas halin meydana çıktı.) buyurdu. (Tezkiretül-evliya)

Kerameti inkar, büyük sapıklıktır. Çünkü keramet, Peygamberin mucizesinin devamıdır. Ancak, istidracı keramet sanmamalıdır! Mucizeden başka harikulade haller, keramet, firaset, istidraç ve sihr adını alır. Velînin su üstünde yürümesi keramet, papazın su üstünde yürümesi sihr, fâsığınki ise istidraçtır.

Zikrin Fazileti

Zikir, Allahü teâlâyı hatırlamak demektir. Bu da, kalb ile olur. Zikredince, kalb temizlenir, yani kalbden dünya sevgisi çıkıp Allah sevgisi yerleşir. Bazı kimselerin, bir araya toplanıp hay huy etmesi, oynaması, dönmesi, zikir değildir. Yüz yıldır, tarikat diyerek, bir çok şey uyduruldu. Eshab-ı kiramın yolu unutuldu. Cahiller, fâsıklar şeyh olarak zikir ve ibâdet ismi altında, günah işledi. Bugün hiçbir islâm ülkesinde, tasavvuf âlimi yok gibidir. Fakat sahte mürşitler, müslümanları sömüren tarikatçılar çoktur. Din büyüklerinin, eskiden kalma, halis kitaplarını okuyup, zikri, fikri bunlara göre doğrultmalıdır. Tarikatçılık, şeyhlik, müridlik gibi isimlerin perdesi altında iş gören, mal ve din hırsızlarına aldanmamalı, bunlardan kaçınmalıdır.

Bir şeyin sahtesinden kaçın demek iyisinden de kaçın demek değildir. (Hakiki tereyağı alın, hilelisini, karışık olanını almayın.) demek tereyağına hakaret olur mu? Bilakis tereyağının önemi bildirilmiş olur. Her şeyin sahtesi de hakikisi de vardır. (Tasavvuf perdesi altında iş gören, mal ve din hırsızlarına aldanmamalı.) dedik. Tasavvuf âliminin yok gibi olduğunu, yani çok az oldugunu bildirdik. Zaten kıymetli şeyler az, taklidleri çok olur. Bütün yayınlarımızda tasavvuf büyüklerinin, hayatlarını, menkıbelerini anlatıyoruz. Tasavvuf, evliyalık demektir. Tasavvufa hiç kimse karşı çıkamaz. Hakiki tasavvufa karşı çıkmak müslümanlığa karşı çıkmak demektir. Fakat sahte tasavvufa karşı çıkmak her müslümana gerekir.

geri    mucize-keramet-sihr    ileri